Basın

LİZBON: İSTANBUL’UN KAYIP İKİZ KARDEŞİ

Uzun zamandır arayışı içinde olduğum, plajın günümün bir parçası olduğu güneşli hayatıma, Lizbon’a yerleşerek başlamış oldum. İnsanların Türkiye’deki kadar sıcak ama bir o kadar da tembel olduğu bu yavaş şehirde, çoğu Avrupa kültüründe hiç görmediğim bir alçakgönüllülük ve samimiyet beni kendine çekti. Duvarlarını rengarenk boyamaktan korkmayan, şehirlerini Wes Andersonvari desenlerle süsleyen bu toplum, hayvanlara ve doğaya olan saygısıyla beni zaman zaman kendi ülkem adına kıskandırıyor. Hızlı ve telaşlı şehirlerde yaşadığım zamanları şimdilik geride bırakmanın verdiği ferahlıkla gözlerimi açtım. Etrafta olan bitenin bu sefer bir parçasıyım.
Uzun zamandır arayışı içinde olduğum, plajın günümün bir parçası olduğu güneşli hayatıma, Lizbon’a yerleşerek başlamış oldum. İnsanların Türkiye’deki kadar sıcak ama bir o kadar da tembel olduğu bu yavaş şehirde, çoğu Avrupa kültüründe hiç görmediğim bir alçakgönüllülük ve samimiyet beni kendine çekti. Duvarlarını rengarenk boyamaktan korkmayan, şehirlerini Wes Andersonvari desenlerle süsleyen bu toplum, hayvanlara ve doğaya olan saygısıyla beni zaman zaman kendi ülkem adına kıskandırıyor. Hızlı ve telaşlı şehirlerde yaşadığım zamanları şimdilik geride bırakmanın verdiği ferahlıkla gözlerimi açtım. Etrafta olan bitenin bu sefer bir parçasıyım.

Bir yanıt yazın